Saturday, March 31, 2007

ESLER ARASI KAVGALARIN COCUKLARA ETKISI NASIL OLUR?

EŞLER ARASI KAVGALAR:

Nasıl Başedilebilir, Çocuklara Etkisi Nasıl Olur,

Artarsa Ne Yapmalı ?

Evlilik iki farklı insanın ortak bir yaşantıda buluşması olduğu için bu farklılıklardan anlaşmazlıkların çıkması çok doğaldır. Eşler arasındaki bu tartışmalar aslında iki insanın da bireyselliklerini kaybetmediklerinin ve fikirlerini özgürce ifade edebildiklerinin göstergesidir. Ancak tartışmalar sıklaştığında, sözel (alay etme, aşağılama, vb.) veya fiziksel (dövme, vurma, eşya fırlatma, vb.) olarak karşılıklı incitmeye dönüştüğünde, ailenin diğer üyelerini de fiziksel (vurma, dövme, vb.) veya psikolojik (korku, kaygı, mutsuzluk, vb.) olarak etkilemeye başladığında ciddi sıkıntılar yaşanabilir.

Eşlerin farklı sebeplerle birbirlerine karşı birikmiş öfkelerinin açığa çıkması, bireysel olarak iş veya arkadaş ortamlarında yaşanan olumsuz duyguların yer değiştirip eşlere yansıması, bu koşulların kişinin eşiyle yaşadığı sıkıntıları tolere etmesini zorlaştırması veya ilişkideki hoşnutsuzlukların ifade edilemeyip bastırılması tartışmaların artmasına ve şiddetli kavgalara dönüşmesine sebep olabilir.

Eşler Arası Kavgaların Çocuklara Etkisi

Eşler arasında yaşanan kavgalar çocukları fiziksel ve psikolojik olarak etkileyebilir.

· Kavgalar sırasında eşlerin yüksek sesle bağırması çocukların kaygı düzeyini artırır.

· Çocuklarda anne ve babalarının ayrılacağına dair yoğun bir korku oluşur.

· Çocuklar karşılarında kavga edenleri karı-koca olarak değil, anne ve babaları olarak algıladıkları için kavga konusunun da anne ve babalıkla ilgili olduğunu düşünürler. Kendileri ile ilgiliymişcesine endişelenir ve suçluluk hissederler. Kendilerini sorumlu hissettikleri için problemin çözümü ile ilgili birşeyler yapmaları gerektiğine inanırlar. Sorunu çözemediklerinde ise çaresizlik hisleri artar.

· Kavgalar şiddet içermeye başlarsa, çocuklar fiziksel bütünlüklerine zarar geleceğinden endişelenir, güvensiz hisseder, psikosomatik belirtiler (mide bulantısı, baş ağrısı, karın ağrısı, uykusuzluk, vb.) gösterebilir.

· Kavgalarda eşlerin birbirlerine alaycı, hakaret dolu, aşağılayıcı davranması çocukların bu tür davranışları model almalarına sebep olur. Onlar da kendi yaşamlarında benzer durumlarda benzer tepkiler gösterirler. Eğer sürekli olarak aynı kişi aşağılanmaya maruz kalıyorsa, çocuklar ya aşağılanan ebeveyn ile özdeşim kurar ve onun duygularını yaşamaya başlarlar ya da diğer ebeveyn ile özdeşleşerek aşağılanan ebeveyne benzer tepkiler verirler.

· Eşler kavgaların psikolojik etkisi ile anne ve babalık görevlerini tam olarak yerine getiremezler. Çocuklarına yeterli ilgi, sevgi ve sabrı gösteremezler.

· Ebeveynlerin depresif ruh halleri çocuklarına da yansır, çocuklarda yoğun üzüntü, mutsuzluk, hiçbir şeyden zevk alamama gibi depresif belirtiler gösterirler.

· Kavgaların etkisiyle ebeveynlerin duyguları inişli çıkışlı olacağı için çocuklarına tutarlı davranamazlar. Çocuklar da bu tutarsız davranışlar sonucu birçok davranış problemi gösterebilirler.

Eşler arasında tartışmalar yaşanıyorsa, bu durumun çocuklara etkisinin en az olabilmesi için;

· tartışmaları sözel veya fiziksel şiddete dönüştürmemeli,

· tartışmanın probleme çözüm getirmek için yapıldığını unutmamalı, tartışmayı güç savaşına dönüştürmemeli,

· tartışmaların anne ve babalık görevlerini engellemesine izin vermemeli,

· çocuklara tartışmaların annelik ve babalıkla bir ilgisi olmadığını, karı koca arasında yaşanan bir durum olduğunu ve bu duruma müdahale etmelerini istemediğinizi belirtmeli,

· ve çocukların duygusal olarak çok fazla etkilendiği durumlarda bir uzmana başvurmalısınız.

Tartışmaların Sağlıklı Olabilmesi İçin Ne Yapılabilir?

· Eşler tartışmanın sevgiyle alakası olmadığını ve tartıştıkları zaman ilişkiye zarar vermediklerini bilmelidirler.

· Herşeyde olduğu gibi ilişkilerde de zamanla bir değişim olduğu kabul edilmeli. Bu değişimin her zaman olumsuz olmadığı bilinmelidir.

· Tartışmaların sıklıkla görünür sebebinin gerçek sebep olmadığını bilmeli, iki taraf da gerçek sebebi bulmaya ve konuşmaya açık olmalıdır.

· Tartışırken "ben" dili kullanılmalı. ." .....yaptığında ben ... hissettim".

· Kişiler kendilerini eşlerinin yerine koymaya çalışabilir, kendilerine "aynı durumda ben ne hissederdim?" sorusunu sorabilirler.

· Tartışmalar sırasında hissedilen öfkenin altında yatan diğer duyguların neler olduğuna odaklaşılabilir ve bu duygular karşılıklı olarak paylaşılabilir. Çoğu zaman ihmal edilmişlik hisleri, daha fazla ilgi isteği kişide kızgınlığa yol açabilmektedir.

· Olumsuz duygular hissedildiği zaman konuşulmalıdır, içe atılmamalıdır.

· Tartışırken amaç ortak bir çözüme varmak olmalıdır, karşıdakini ikna etmeye çalışmak ve "kazanmak" değil.

· Tartışmalarda suçun kimde olduğunu araştırmamalı, tartışma olabilmesi için iki kişinin olması gerektiği unutulmamalıdır.

· Zaman zaman kişiler iş veya sosyal yaşantılarında yaşadıkları kişisel sıkıntılarının ilişkilerine yansıdığını farketmezler. Bu gibi yaşanan sıkıntıların eşlerle paylaşılması ve hissedilenlerin konuşulması, karşılıklı anlayışı arttıracaktır.

Eşler İlişkilerini Daha Olumlu Yaşamak İçin:

· birbirlerine duygularını daha fazla ifade edebilir,

· birbirlerine olan sevgiyi sıklıkla sözel olarak ve dokunarak gösterebilir,

· beraber vakit geçirmeye özen gösterebilir,

· birbirlerini yorum yapmadan dinleyebilir,

· birbirlerinin hislerini anlamaya çalışabilir,

· ve ilişkileri dışında kendilerini mutlu edecek başka uğraşlar, arkadaş çevreleri edinebilirler.

Gülbin ÖZTÜRK TÜTER

Uzman Klinik Psikolog http://www.dokudanismanlik.com/

No comments:

Bu yazıya Not Ver !