Saturday, March 31, 2007

COCUGUNUZA HAYIR DIYEMIYORSANIZ

ONA HAYIR DİYEMİYORUM

Sürekli yeni oyuncak almanızı istiyor.Ya da sizin o masum kurallarınıza karşı gelmeyi deniyor.(Vaktinde uyumak,tek başına giyinmek gibi..)Sanki biraz fazla ödün veriyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz.
Öyleyse, kaybettiğinizi düşündüğünüz otoritenizi nasıl yeniden kazanabilirsiniz?

ONA HAYIR DİYEMİYORUM!!!

Hayır demesini bilmemenin altında ne yatar?

Çeşitli duygular:

-Suçlu ana baba:Zaten çocuğunu yeteri kadar göremiyor,birlikte olduğu anlarda da onu zorlamak istemiyor.

-Şüpheci ana baba:Aldığı eğitimin bir sonucu olarak(büyük olasılıkla çok katı ve sıkı bir eğitim) çocuğuna"hayır"demenin yararlı olup olmayacağını sürekli kendi kendine sorguluyor.

-Bitkin ana baba: Sonunu getiremeyeceğini düşündüğü bir işe girişmeye hiç cesaret edemiyor.

-Aceleci ana baba:Sabahları çocuğu giyinirken,iki saat dil dökmeye zamanı olmadığından onun işini kendisi üstleniyor.

HAYIR DEMESİNİ ÖĞRENMEK NİÇİN GEREKLİDİR?

1-Bu çocuğunuzun biçimlenmesine ve ileride,kişilik sahibi,sorumlu,özgür ve becerikli bir insan olmasına olanak sağlar.

Engelleme,bütün isteklerinin karşılanmasının yarattığı anlık sevinçlerden vazgeçebilmeyi öğrenmek zorunda olançocuğun psikolojik ve duygusal gelişiminde önemli bir deneyimdir.Sanabileceğinizin aksine,engelleme küçük düşürmek anlamına gelmez.

2-Çünkü sanıldığının aksine,kendisine "hayır" denilmesi çocuğu rahatlatır.

Kabul edilmiş sınırlar,incitmekten çok güven verir.Kriz öncesi alınan kararı korumak,öfkesine geçit vermemek ona başlangıçta verilebilecek en iyi işaretlerdir.Buna karşılık,sinir krizlerinin ve çığlıklarının kendisini amacına ulaştırdığını hisseden çocuk,konulmuş sınırların yokluğunda daha çok çaresiz ve tedirgin hisseder.Onun ihtiyaçlarını anlamak,herşeyi yapmasına izin vermek anlamına gelmez.

3- "Arkadaş ana baba"tuzağına düşmemek için.

"Arkadaş ana baba"olmak,çocuğunu kendisiyle aynı yaşta bir arkadaşı gibi eşit saymaktır,yani onu yetişkin olarak görmektir.Bu da çocuğun psikolojik gelişme dönemlerini bilmemek,tanımamak anlamına gelir.Çocuğunuzun kendi kimliğini rahatça bulabileceği,güvenebileceği,dayanabileceği,ana baba statüsünü sürekli koruyan,yetişkin,ciddi ve aklı başında bir ana babaya ihtiyacı var.

4-İleride zorlukları önlemek için.

Çocuğunuzun bütün isteklerini kabul etmek,onu,herşeyi yapabileceğini sandığı aldatıcı dünyasına iyice yerleştirmek anlamına gelir."Yasaklamak yasaktır"kuralı çocuğun gerçeği görmesine engel olur ve onu engellemelere ve yasaklara karşı dayanamaz hale getirir.Küçüklüğünde ana baba otoritesi alamamış çocuk,ergenlik çağında,bu otoriteyi bulmak için elinden geldiği her biçimde(hatta kimi zaman yasadışı hareketlerle)çevresindeki,ana baba hariç bütün insanlarla(öğretmenden polise ve sonunda hakime kadar)ilişkiye ve arayışa geçer.Büyümek,ileride daha iyi şeyler yapabilmek için geçiciolarak bazı şeylerden vazgeçmek demektir.

5-Varlığınızı zorlaştırmayın.

Sürekli boyun eğmek köleliği getirir ardından.Ve hep bize baskı yapanı(bilinçli ya da bilinçsiz)suçlamaya başlamamızla sonuçlanır.

HAYIR DEMEK NASIL ÖĞRENİLİR?

-Öncelikle,koşulsuz toplumsal yasaklar(ana baba ile uyumak,başkasını yaralamak,kendi kendine kötülük yapmak...)ile her aileye özgü kuralları(televizyon seyretmek,yemek yemek ya da yatma saati...)iyice ayırt edin kafanızda.

Toplumsal yasaklarda kesinlikle ödün vermeyin.Yalnız kriz esnasında değil,sürekli hatırlatın çocuğunuza bu yasakları.Ve ardından şu basit formülü ekleyin:"İster kabul et ister etme ama bu yasak"ve tekrarlayın:"Sana bunu daha önce de söyledim".Bu formül,yasakları gerçek birer işaret noktası haline getirmeyi sağlar.Ailenizdeki geçerli kurallarda da yalnızca uzun süre uygulayabileceğinizden emin olduklarınızı ilan edin.Ve bunları çocuğunuzun yaşına,ihtiyaçlarına ve kişiliğine göre uygulayın.Belli noktalarda şüpheleriniz mi var?Öğretmenin ya da çocuk doktorunun fikirlerini göz önünde bulundurmaktan çekinmeyin.Siz,bir ana baba olarak kesin kararı verseniz bile profesyonellerin çoğu zaman çocuğun ihtiyaçları üzerine parlak fikirleri olur(özellikle uykusuna dair).

-Çocuğunuza bir yasağı ya da bir sınırı uygulatmak istediğinizde,bakışlarınızı onunkilerden hiç ayırmamaya zorlayın kendinizi."Kocaman gözlerle bakmayı" öğrenin.Çocuk ne kadar çabuk sert bakışlarla kendisine bakılmaya alışırsa o kadar çabuk söz dinlemesini öğrenir.Otorite en az ses tonunda ki değişiklikler kadar bakışlarla da sağlanır.

ÇOCUĞUNUZUN ÖFKESİ ELİNİZİ KOLUNUZU MU BAĞLIYOR?

18.aya doğru (yaklaşık 3 yaşına kadar)her çocuk,yetişkinlere inatla ve düzenli olarak karşı çıktığı bir dönemden geçer.Bu,o çok ünlü"hayır evresi"dir:Çocuk,ana babanın uysal çocuğu olmak istemediğinin farkına varır;kendisine ait düşüncelerinin olduğunu gösterir.Ondan yapılması istenen şeyi kendisi istediği için yapacağını göstermek adına da"hayır" der.

Bu dönem ana baba için çok yorucu ve cesaret kırıcı ama çocuk için de bir o kadar gerekli bir dönemdir.Çocuk karşı çıkarak kişiliğini oluşturur.Bunun farkında olmak,ona fazla geçit vermeden durumu dramatik bir hale getirmemenizi sağlar.
-Gerçek bir üzüntüyü ya da acıyı("evden gitmek istiyor") ve basit bir kaprisi(az önce onun dördüncü kez şeker almasını reddettiniz ya!)ayırt etmeyi öğrenin.Birincisinde anlayışlı ama ikincisinde kararlı olun ve ödün vermeyin.
-Kendinize güvenin,çocuğunuzun başkaldırısına başka birine gerek duymadan tek başınıza meydan okuyun....
....Eşinizin kritik anlarda anlaşmazlığı çözmek için size veya çocuğunuza karşı çıkma hakkı kesinlikle olmamalı.
....Gerçek(okuldaki öğretmen,sokaktaki polis...)ya da düşsel (dilenci,iğneci,öcüüü....)bir üçüncü kişinin yardımına asla başvurmayın.
Ana baba sizsiniz,kuralları siz koyarsınız.Güvenin kendinize:Tek başınıza ana baba otoritesini uygulayabilecek kadar güçlüsünüz.Bunun için sadece kararınızın sonuna kadar doğru olduğuna ve bunun da sizi çok katı,fikir değiştirmez bir ana babaya dönüştürmediğine inanmanız yeterli olacaktır.
-Sizi kötü anne olmakla mı suçluyor?Ona karşılık olarak sakince şunu söyleyin:"Şimdi böyle düşünüyorsun belki ama bunu sana daha önce de söyledim:anneleri,çocukları değiştiremeyiz,bu imkansız ve üstelik yasak".Sizin çocukluğunuza dair örnekler vermekten çekinmeyin:"Ben de küçükken,hatırlıyorum da benim annem babam da...".Çocuğunuz bu şekilde sizin de bir zamanlar çocuk olduğunuzun ve sizin de yoksun kalıp düş kırıklığına uğradığınızın farkına varacaktır.Bu da onun,sert fikirlerinin yumuşamasını ve olayı daha az dramatik görmesini sağlar.
-Dram devam mı ediyor?Daha fazla polemiğe girmeden"Dinle yavrum,ısrar etme artık,bu böyle işte.Üstelik bugün bu konuyu daha fazla seninle konuşmak istemiyorum"deyin.
-Kriz daha da arttığında(ya da hiç azalmadığında),çocuğunuza doğru yönelin ve ona"senin kaprisin yüzünden sinirlendim işte bak..." ("senin yüzünden" ya da "çünkü sen kötü bir çocuksun"demek çok suçlayıcı olur),"ama biliyorsun ki sen benim çocuğumsun,ne olursa olsun seni çok seviyorum"deyin.Bu ortadaki kini kaldırmaya ve çocuk-ana baba ilişkisini iyi bir şekilde korumanıza yardımcı olur.Çocuğunuzla konuşmak için ilk hamleyi hep siz yapın.
-Suçluluk duymayın:Onun isteklerine sürekli geçit vermeyerek ve bunun sorumluluğunu üzerinize alarak ana baba rolünüzü hakkıyla yerine getirmiş olursunuz.

KAYNAK:1-7 Yaş arası çocuğun eğitimi

Christine Brunet-Anné-Cécile Sarfati

No comments:

Bu yazıya Not Ver !